Dün itibariyle 20 li yılları geride bıraktım. 30 u baya büyütmüşüm kafamda, hiç gerek yokmuş :) Kendi kendine geldi, geçecek.
Bu sene "doğumgünüm" diye bir heyecanım yoktu. Eskiden haftalar öncesinden program yapardım, o güne mutlaka özel elbise dikerdim. Artık büyüyorum sanırım, yine kutlamaktan yanayım ama eskisi gibi heyecanlı olacağımı zannetmiyorum.

Dolaptakilerden birşeyler giydim. Bir ara çok takıldığım somon rengini tercih ettim. Botlar H&M den aldıklarım, bir tek onlar yeni.
Somon tuniği de geçen sene aynı yerden almıştım, taytı tam hatırlamıyorum pazardan olabilir :) Başka da bir espri yok kıyafette.

Rosacea' m oldukça iyi durumda bu arada. Gördüğünüz gibi yakın çekimlerdeki pütürler az, makyajla kapatılabiliyor. Daha önce yazmıştım, bu dertten muzdarip olanlar için tekrar yazayım.
Şu an ilaç veya ilaç krem kullanmıyorum.
Bioderma Sensibio H2O yu temizlemek için,
çay ağacı losyonunu tonik olarak kullanıyorum. Gece
çay ağacı yağı ve aynısefa kremi sürüp öyle yatıyorum. Bazen oksizinc veya sudocream gibi çinko içerikli pişik kremleri de kullanabiliyorum son olarak, onlar da gerçekten yatıştırıyor kırmızılığı.

Azıcık tırnaklarda süs olsun diye uçuk pembe ojenin üstüne tek taraf ve uca doğru altın rengi sim sürdüm.
Meagan' ın bu yazısında da benzeri vardı, büyük parçacıklı ojeler daha iyi sonuç veriyor benimkilerin parçacıkları küçük kaldı.
Akşam Nil' i babaannesine bıraktık. Babaannesinin yemeklerini yemiş, doymamış, meyve yemiş.
Yatağın üzerinde zıplamaca oynamışlar, sonra da uykusu gelmiş babaannesinin kucağında uyuyakalmış. Nil sorun çıkaracaksa bana çıkarır, kimseye öyle büyük rahatsızlık vermez :)) Bana yaptığı da naz, biliyorum ben.

Biz de yemek üstüne sinema yaptık. Kendimi üniversitede eşimle yeni çıkarkenki gibi hissettim yeniden. Dersi kırmışız
(ki benim için çok büyük bir şeydi, mimarlık okurken ders kırmak baya zordu) bir alışveriş merkezinde yemek yiyip sinemaya gitmişiz, dün akşam da sanki aynı şeyi yaptık. Hele bir de bir seneyi aşkın bir süredir sinemaya gitmediğimiz düşünülürse, bana iyi geldi. Alacakaranlık Şafak Vakti' ne gittik. Serinin hayranı olmama rağmen filmi hiç beğenmedim, tam bir hayal kırıklığıydı. Tek güzel şey filmdeki bebekti. Onu görünce Nil' i koşa koşa almaya gittik tabii :))