Perşembe, Temmuz 28, 2011

Lila Kalpli Elbise

Bugün Nil' le biraz gezindik alışveriş merkezinde, gitmeden önce de biraz fotoğraf çektim.

Bu elbisemi geçen yaz -hamileyken- pazardan bulup almıştım. Normalde lila ve mor tonlarını pek giyemem ama bunun kalpli olması rengine rağmen almama sebep olmuştu. Göğüs altından bollaştığı için geçen sene rahat rahat giymiştim. Hala da giymeye devam ediyorum :) Üst kısımdaki siyah bölümleri ben eklemiştim, aldığımda fazla açık duruyordu.

Niloş pusetinde annesini bekliyor, gören var mı :))


Sandaletleri ise yeni aldım yine bir Trendyol ganimeti. Oldukça rahatlar.


Oje : Sally Hansen Fairy Teal



Nil' in bugünkü hali : puset kemirmece.


Salı, Temmuz 26, 2011

Taşlı Yakalı Tshirt


Bir süredir aklımda olan bir çalışmaydı bu. Oldukça kolay ve yalnızca bir saat gibi bir sürede bitiyor. Polo yakalı bir tshirt (gömlek de olabilir) iğne, iplik ve taşlara ihtiyacınız var.

Ben arkası düz, çift delikli renkli taşlardan kullandım ama büyük renkli boncuklarla da yapılabilir.



İki yakanın uçlarında biraz simetriye dikkat ettim, onun dışında ne renk ve şekil uydurursam onları kullandım. Dediğim gibi oldukça basit bir çalışma.



Bershka indiriminden aldığım pembe pantolonla giydim bunu. Kalıpları ne kadar değişken şu mağazaların, bu 36 beden mesela. Oysa ben tam 38 im, senelerdir normalim bu. Gerçi böyle durumlardan şikayetçi miyim, tabii ki hayır :) Kim şikayet eder ki :))



Yorgun ve bakımsız halimi görmezden gelmenizi rica edeceğim, tshirte bakınız :)

İlk Emekleme İlk Diş

Kınalarda dağıtılan bu tülbentleri yazın çok kullanıyorum bant olarak, deniz kenarında da Nil' e takmıştım.


Assos' ta Nil' le maceralarımızı twitter dan takip edenler biliyordur zaten ama kısaca huysuz bir 10 gün geçirdik.


İlk iki gün ortama alışamama falan derken sabah dörtte gündüz gibi uyanan bir Nil' le karşı karşıyaydık. Bu arada ilk emeklemelerini yaptı orada, eskiden dönerek istediği yere giderken şimdi komando gibi sürünerek ulaşıyor istediği yere. Tabii bu yerler oyuncakları değil; sehpa altı, sandalye ayağı, seramik zemin gibi gitmemesi gereken yerler oluyor nedense hep. Ama gidince o kadar mutlu oluyor ki, bırakıyorum gitsin.


Babamızı yolculadıktan sonra uykuları tamamen bozuldu. Bir süredir sabah altı buçuğa kadar deliksiz uyuyabiliyorken önce dediğim gibi dörtte kalkmaya daha sonra da ikide ve saat başı uyanmaya başladı. O kadar huzursuz uyuyordu ki -orada aynı odada kaldığımız için her hareketine uyandım ben de- hep yorgundu, aslında yorgunduk. Gün içinde de iştahsızdı genel olarak. Diş belirtileri olduğunu biliyordum ama daha görünürde bir hareket yoktu.

Eve dönerken yolda -molalarla beraber- altı saat boyunca neredeyse hiç uyumadı ve devamlı viyakladı. Bir ara kucağıma aldığımda parmağımı tutup ağzına götürdü, bir şey kesti dedim parmağımı. Meğer topikin dişiymiş o. Böyle huzursuzluklarla çıktı ilk dişi. Yanındaki de bugün yarın çıkar o da baya kabarmış durumda.

Pazartesi, Temmuz 25, 2011

Eski Söz Elbisem

Dün sabah Assos' tan yola çıktık, öğlen eve vardık. Akşam da bir nişana davetliydik.

Yaklaşık 5 sene önce söz için Roman' dan aldığım bir dantel elbisem vardı, daha sonrasında da kullandım. Beyaz olduğu için bazen gelinlik gibi  duruyor her yere giyemiyorum diye boyamaya karar verdim.



Önce çay ve filtre kahveyi eriterek hazırladığım bir kova suyun içinde boyadım, sadece rengi biraz döndü. İstediğim sonucu vermeyince bıraktım.

Sonra yazlıktayken aklıma geldi kocamı arayıp tarif ettim kendisine. Önce ofladı, pufladı sonra sağolsun yaptı. Koyu kahverengi toz kumaş boyasını (aktardan aldı) sıcak suyun içinde eritip su dolu kovaya boyayı boşalttı ve elbiseyi daldırdı. İki saat kadar bekletip duruladı. Sonuç böyle bir şey oldu. Dantel polyester olduğu için daha kırmızımsı tutarken pamuklu kumaştan olan diğer yerler kahverengi oldu.

Çarşamba, Temmuz 20, 2011

Sonunda kontes denizde

image

image


Bizim Nil hanım pek bir kontes olduğu için bir türlü denize sokamamıştık. Buranın suyu hafif serin olduğundan her denememizde ağlıyordu. Deniz suyunu güneşte ısıtıp havuzuna dolduruyorduk, o şekilde çözüm bulmuştuk.
Bugün deniz o kadar sakin ve sıcaktı ki bu sefer kontes hanım memnun oldu, oynadı.

Salı, Temmuz 19, 2011

Günün Özeti

image

Deniz kenarı...
Nivea havuçlu güneş kremi, Ambre Solaire 50 faktör yüz kremi..
Nil öğle uykusunda.

Pazar, Temmuz 17, 2011

Android kullananlar

image

Benim gibi android işletim sistemli telefon kullanıyorsanız ve fotoğraflarla oynamak istiyorsanız (mesela yukardaki gibi sketch yapabilirsiniz) camera360 güzel bir uygulama. Android marketten indirebilirsiniz.
Bir önceki yazıdakiler de picsay ile yapıldı, o da güzel ama yapılabilecekler daha az.

Cuma, Temmuz 15, 2011

Yazlık modu

image

image

image

Daha önce de yazmıştım artık denize girebilmek, botla gezebilmek Nil' in öğle uykusuyla sınırlı. Bunlar bugünden kareler..

Assos 2

image

Biz yine Assos' a geldik çarşamba gecesi. Bu sefer biraz daha uzun kalacağız gibi gözüküyor. Babacık dönecek pazar günü, Nil' le buradayız.
Aslında hiç dönmek istemem ama yine gitmemiz gereken yerler var.

Pazartesi, Temmuz 11, 2011

Bebek Leopar Tulum



Yazın bebeklerde şort tulumları çok seviyorum, tek parçayla kıyafet işi hallolmuş oluyor. İçine badi bile giydirmiyorum, serin serin gezebiliyorlar. Bir de biz büyükler sıcaklarda askılılarla gezerken bebekleri kat kat giydirenleri anlamıyorum. Dışarıda bazen görüyorum, gidip üstünü çıkartasım geliyor bebeklerin.

Geçen gün bu tulumu diktim. Nil' in mevcut tulumundan kalıp çıkarmama rağmen dikiş paylarını dikerken yediğim için midir nedir biraz küçük oldu Nil' e. Büyük ihtimalle haftaya giyemez. O yüzden Nil' e bunun büyüğünü dikerken uzun zamandır aklımda olan ve devamlı istekler gelen dikeceğim bebek kıyafetlerinin ilkini yayınlıyorum.

Beyaz üzerine kırmızı leopar ince pamuklu kumaştan roba ve bel kısmı lastikli olarak çalıştım. Askılar bağlandığı için rahatça ayarlanabilir. Paçaları boldur, sıkmaz.



Bedeni 3-6 ay olarak belirlenebilir. Elimde hazır olduğu için hemen gönderebilirim.

Bunu almak veya sipariş vermek için mail atabilirsiniz : lacheenorg@gmail.com

Bunlar da detaylar :

Haftasonu - Kına



Bu haftasonu da yine düğünümüz vardı, bu seferki sünnet düğünü. Cumartesi yola çıktık, akşam düğünü yaptık. Pazar günü de eve döndük.

İkimiz olsak bir şey değil ama Nil böyle programlarda çok yoruluyor, ama katılmamız gerekiyor. Davul zurna eşliğinde uykuya dalan, on kişiyle aynı evde olunca devamlı uyanan ama zor da olsa dalıp sabaha kadar uyuyan bir bebek o. Orada yine gündüz uykusu şaştı, kalabalıkta tabii ki uyuyamadı. Neyse ki çok mutluydu, herkesin kucağında gezip onlara gülücükler attı. Orada ilk defa çorba içti ve çok sevdi.

Düğünde kına da yakıldı, bu sefer gidip ben de aldım biraz. Avucuma parmağımla N harfi çizdim, güzel de tuttu. Kız bebeklere 6 ay kınası yapıldığını duydum, bilen var mı?

Cuma, Temmuz 08, 2011

Sabah Alışverişleri

Günlerin büyük kısmı evde geçince her sabah alışveriş sitelerine bakıyorum mutlaka. Bunlar da o sitelerden yine; Nil' in mayosu unnado' dan, diğerleri Trendyol' dan.



Kushies İçi Bezli Bebek Mayosu :

Yıkanabilir bez kullananlar bu markayı biliyordur diye tahmin ediyorum, oldukça tanınan bir marka Kushies. Nil' e aldığım bütün mayolar büyük geldiği için (kızım anasına çekmemiş, basen hiç yok :) sonunda bu tarz bir mayo görünce hemen aldım. Henüz test edemedik ama gayet kullanışlı gözüküyor. İçi bezli olduğu için havuzda bile giydirilebilir.



O clock renkli saat :

Renkli plastik saatleri çok seviyorum ama bebeği her dakika tutarken tokalı saat ve bilumum takı kullanmak çok zor. Cildi o kadar hassas ki en ufak bir çizik bile kızarıyor hemen. Bu saatlerin içi çıkıp diğer kayışlarına takılabiliyor. Fuşya saat ve turuncu kayış aldım.



Desenli bol pantolon :

Bunu geçen hafta twitter' da paylaşmıştım. Kalın bir bel bandı var, oldukça bol paça ve desenli. Benim gibi 70' ler sevenler için birebir. Aslında kalıbını çıkarıp başka kumaştan da dikebilirim çok beğendim modelini.

Perşembe, Temmuz 07, 2011

6 ay (ya-rım-yıl)



Nil' in 6 ayı doluyor bugün, artık yarım yaşında. İlk 6 ay anne sütünün önemini artık herkes biliyor herhalde, ben de bununla ilgili deneyimlerimi paylaşmak istedim.

1 yaşına kadar da anne sütü önemini sürdürüyor, ben de elimden geldiğince vermeye devam edeceğim. Tabii bir de Nil istediği sürece..

- Hamilelik sürecinde sütüm olup olmayacağını çok merak ediyordum. Annem ne bana ne de kardeşime hiç veremediği için saçma bir düşünceyle bunun bende de olabileceğini takmıştım kafama. (Normal doğum korkuma bir neden yine annemin yapamamış olması, ben de kardeşim de 10ar gün geç doğmuşuz. Artık hayati tehlike başlamışken sezaryene almışlar annemi. Nedense bu konuların genetik olabileceği düşüncesindeyim.) Doğumdan önce herşeye hazırlıklıydım, mama vermeye de gayet sıcak bakıyordum.

- Hastanede ilk emzirme tabii ki başarısızdı. Ben emzirmeyi bilmiyordum Nil isedevamlı uyuyordu. Bir de her yerinizi mıncıklayan bir sürü insan. Tamam size yardım etmeye çalışıyorlar ama doğumdan çıkmışken tepenizde bu  kadar insanla emzirebilmek hiç mümkün değil. Ben uysal yapıda olduğum için sinirimi bozmadım ama herkese söylüyorum daralırsanız yalnız kalmak istediğinizi söyleyin. Belki yanınıza sadece annenizi veya bir arkadaşınızı alabilirsiniz.

- Doğumdan sonra ilk üç-dört gün süt tam olarak gelmedi. Tabii ki sezaryenin etkisi bu, sancı çekmeyince süt üretiminin uyarılması gecikiyor.

Kendimi hazırlamış olduğum için gayet rahattım. Yalnız daha büyük bir sorun vardı Nil doğuştan "tok" tu. Emzirmek için ayağını mıncıklamamız gerekiyordu. Bu hali hala sürüyor aslında, acıkmamışsa emzirmeye çalışırsam kıyameti koparıyor.

- Bu arada ilk zamanlar her emzirmeden sonra lansinoh kullandım. Hiç çatlak olmadan kurtardım o tehlikeli dönemleri.

- Sütüm çoğalana kadar önce emzirip sonra mama verdim. Sonra yavaş yavaş doymaya ve nihayet mamayı hiç almamaya başladı. Bu süreç bir hafta kadar sürdü. Mama vermeyi bırakınca süt vermenin değerini anlamaya başladım. Hafif bir sahiplenme başladı bende.

- Birkaç hafta boyunca her gece inanılmaz bir titreme nöbetiyle uyandım. Kan ter içinde kalkıp inanılmaz üşüdüğüm için üzerime iki battaniye örtüp tekrar yatıyordum. Bir süre sonra geçiyordu. Sonradan öğrendim ki buna da "süt ateşi" deniyormuş, süt toplanırken bu şekilde titremeler olabilirmiş.

- 40 günün dolmasına birkaç gün kala bu yazımda anlatmıştım, mastit oldum. İnanılmaz ağrılar çektim, tıkanıklık da olduğu için hakikaten operasyonun ucundan döndüm. Çünkü Nil hala tam performansla ememiyordu. Sonra akıllanıp düzenli olarak emzirdikten sonra boşaltmak için sağmaya başladım. Çıkan süt miktarına bakıp şımardım o zamanlarda.

- Bu şekilde üç aya yakın zaman geçtikten sonra tam da sütüm maksimum seviyedeyken hormonlarla ilgili bir problem yaşadım ve östrojen içerikli bir hormon ilacı kullanmak zorunda kaldım. Önce beş günlük iki doz, bir süre sonra da 21 günlük tek doz ilaç kullandım. Bu ilaç kullanımı sütümü neredeyse yarı yarıya azalttı. O zamanlarda 150-160 ml çıkarken 80-90 ml ancak çıkmaya başladı, o da en dolu olduğu zamanlarda. Yaşadığım süt şımarıklığının üzerine bu çok kötü bir darbe oldu bana. Resmen depresyona girdim. Neyse ki buzluğa attığım sütler beni bir süre idare etmeye yetti.

Bu dönemde çocuk doktorumuz çok sakin davrandı, kendisi de anne sütüne çok önem verse de geçici bir süreç olduğu için gece öğününü mama vermemi önerdi. Bu şekilde yaklaşık 10 gün günde bir öğün mama vererek o süreci atlattık. O 10 gün bana asır gibi geldi, dediğim gibi süt şımarıklığı bu. İlaçlar bittikten sonra sütüm yavaş yavaş yerine geldi.

- Zaman zaman yine sütüm azaldı, sonra arttı. Bana tavsiye edilen birçok şeyi denedim. Açıkçası hiçbiri bende öyle süper etkiler yapmadı. Benim ilacım dinlenmek, mutlu olmak ve su içmek. Bunları yapabildiğim zaman herşey yoluna giriyor.

- 4 aylıkken Nil çok da sevmediği emziği tamamen bıraktı, 5 aylıkken de biberondan içmeyi.

- Geçen gün gittiğimiz 6. ay doktor kontrolünde bundan sonra Nil' in herşeyi yiyebileceğini söyledi doktorumuz. Evde sadece zeytinyağı ve çok az tereyağı kullandığım için de sorun yokmuş. Tabii ki yasaklar var; patlıcan, domates, kivi, çilek, yumurta akı ve bal. Bahsediyorum doktorumuz diğer doktorlara göre biraz aykırı, biraz eski usül ve kesinlikle rahat. Çocuğu aileye eziyet etmiyor ama çocuğun isteklerini her zaman ön planda tutuyor. Benim de hiç istemediğim  öyle "çok hijyenik olsun, organik besleyeyim" taraftarı değil. Büyüyünce nasılsa yiyeceği şeylerden şimdi sakınmanın bir anlamı olmadığını düşünüyor. Bundan sonra herşeyden azar azar tatması için verecekmişim. Kesinlikle "bebeğe ayrı yemek yapmayacaksın" dedi. Sütüm hala yeterli durumda olduğu için (büyümesinden, kilo almasından anlıyor) öyle lapa mamalara gerek yok, emzirmeye devam. Öğün eklenmedi, önce emzirip sonra sofrada ona da yemeklerden verme şeklinde olacak.

Bu arada doktor biberonu kendi isteğiyle bırakmasına çok sevindi. Geçen gün mailde de bir okuyucumla konuştuk, emzik ve biberon anne sütünü emme performansını azaltabiliyormuş. Doktorum da anne sütünü desteklediği için biberonu bırakması hoşuna gitti. Onun yerine suyu da alıştırma bardağı, kaşık neyle olursa verebileceğimi söyledi.

Bu yazdıklarım herkesin yapısına uymak zorunda değil, doktorumuzla kafalarımız çok uyuşuyor o yüzden bana mantıklı geliyor. Bebek bakımında bence insanların içinden nasıl geliyorsa, doktorları nasıl öneriyorsa (tabii onlara uyuyorsa) o şekide olmalı. Tek bir doğru olduğuna inanmıyorum.

Çarşamba, Temmuz 06, 2011

Leopar Pantolon

Bir önceki yazıda bahsettiğim pantolon işte budur. Cumartesi kumaşını aldım. (Ümraniye kumaşçılar sokağında ilk defa parça buldum kocaman, 4 lira) Eve gelip yıkadım, pazar günü biçtim, diktim ve dün de giydim. Şalvar pantolonların üzerine ne giyilebileceğini soran bir yorum vardı, ben sade birşey seçmeye çalışıyorum. Şalvar zaten iddialı bir parça, üzerini daha basit tutmakta fayda var diye düşünüyorum.
Sıkça sorulan bir soru daha var, jarse dikişi ile ilgili. Çok ince jarse kullanmayın, mutlaka jarse iğnesi kullanın (Singer için kumaş kalınlığına göre 70/09 veya 90/14 nolu iğneler) Esnek dikiş veya zigzag dikiş kullanırsanız özellikle dar modellerde esnerken çıtlamasını önlersiniz.



Kalıp Burda' nın temmuz sayısında var. Üstelik resimli dikiş kursunda anlatıldığı için yeni başlayanların da rahatça dikebileceği bir model. Dergide bel bandı jarse pantolonu ince kumaştan yapılmış modeller de vardı, ben tümünü desenli jarseden dikmeyi tercih ettim. Benim gibi jarseden dikecek olanlar bu modelde bir küçük beden çalışırlarsa daha iyi olur. Bel bandını iki kere daraltmak zorunda kaldım. Pantolon kısmı da aslında biraz bol, onu da daraltabilirim.

Ve Nil' siz olmaz diyorum :)

Pazartesi, Temmuz 04, 2011

Haki Elbise Vers.3



Dün de bir düğüne davetliydik, bir günde yine bir elbise diktim. Haki yeşili likralı saten kumaş kullandım. Bu kumaştan 3. elbisemi diktim. İlkini burada, ikincisini ise burada görebilirsiniz. Hazır Burda kalıbı kullandım. Fotoğraflar pek detaylı değil, cep telefonuyla çekildi maalesef.
Düğünden önce kuaföre gidip saçımın asimetrik olan şeklini bozdurdum, artık hafif küt şekilde. O saç dalgalı olunca hafif babaanne tarzında oluyor ama ne yapayım biraz uzayana kadar böyle. Bu arada saçımın önlerinde hafif açılma varmış doğum sonrası aşırı dökülmeden. Ama kuaförüm saçımın iyi durumda olduğunu, dipten yeni saçlar geldiğini söyledi çok sevindim.

Bu haftasonu bir de şalvar diktim Burda temmuz sayısında vardı kalıbı. Cumartesi kumaşını aldım, aynı gün yıkadım. Pazar günü de diktim. Giyince onu da yayınlarım, çok kolay bir kalıp ve çok güzel duruyor. Haftasonu babasına teşekkürler, bir sürü şey yaptım sayesinde :)



Canım bu ara renk kullanmak istiyor. Haki elbiseye lila oje, sitrin yüzük, bordo çanta..