Bir süre kendime kıyafet dikmekten çok ailemize katılacak yeni bireye hazırlık yapmak istiyorum. Şimdilik düşündüklerim patchwork örtü, kumaş oyuncak ve atta çantası. Örtüye başladım, ilk fotoğrafta hazırlanan kısmı var, ikinci fotoğraf ise kumaştan verev parçalar keserek hazırladığım bitiş biyesi. İlk patchwork denemem olduğu için kusursuz olmuyor tabii, bir de uzun sürüyor. Ama renkler bu kadar iç açıcı olunca bütün gün bunlarla uğraşasım geliyor :))
Perşembe, Eylül 30, 2010
Yeni Avon' lar (Oje, Fırçalar ve Rujlar)
Bir önceki Avon kataloğuna internetten bakmıştım ve arkadaşıma sipariş vermiştim. Sonra nedense ben bu siparişi unuttum :) Geçen gün Avon poşetiyle gelince hatırladım aldıklarımı.
(fotoğrafta tırnak yanlarında gözüken koyuluklara bakmayın, fotoğrafla -tam rengi tutturmak için- oynarken böyle bir görüntü oluştu. Sonra da düzeltemedim.)
- Fondöten Fırçası : Avon' un fırçalarını genel olarak beğeniyorum, hele böyle siyah yapmaları daha bir hoş oldu. Bu fırça likit fondöten kullanımı için. Dün Jane Iredale likit mineral fondötende denedim, sonuç çok başarılıydı. Ürün ziyan olmuyor, rahat dağılıyor.
- Çift Taraflı Fırça : Bir tarafı concealer fırçası gibi (far için de kullanılabilir) diğer tarafı dağıtma süngeri.
- Pro to Go Ruj (Pink Sizzle) : Renklerin kataloglarda ne kadar yanıltıcı olabileceğinin kanıtı gibi. Bu renk bana çok çok açık kaldı. Günlük olarak renk vermeden kullanabilirim ancak.
- Pro 3 in 1 (Nectar) : Bunun rengi istediğim gibi çıktı diyebilirim. Orta şeftali gibi bir renk. Ürünün mantığını ise çok sevdim. Aynı üründe kalem, ruj ve parlatıcı bir arada.
- Luxe Lavender Oje: Avon'un ojelerini seviyorum, fırçalarının küt olması benim için sürüm kolaylığı sağlıyor. Bu rengi de daha önce bloglarda görmüştüm, güzel duruyor sürünce.
(fotoğrafta tırnak yanlarında gözüken koyuluklara bakmayın, fotoğrafla -tam rengi tutturmak için- oynarken böyle bir görüntü oluştu. Sonra da düzeltemedim.)
Çarşamba, Eylül 29, 2010
Bixie Design Güllü Kalpli Kolye
Geçenlerde makyajkozmetik blogunun yazarı ve Bixie Design ürünlerinin de yaratıcısı Kozmo bana bir mail atmıştı. Gülleri çok beğendiğim için ürünlerinden bu kolyeyi gönderdi bana, bayıldım.
Bixie Design' a çok şeker yeni ürünler eklenmiş, bakmanızı tavsiye ederim. Buradan...
Bixie Design' a çok şeker yeni ürünler eklenmiş, bakmanızı tavsiye ederim. Buradan...
Salı, Eylül 28, 2010
Beş Ürün
Devamlı yazıyorum ya "hobi odamı toparladım, bir çok şeyi attım" diye, işte bunları atmaya gönlüm razı olmadı. Hiçbiri kullanılmadı; bazıları sipariş üzerine yapıldı ama alınmadı bazıları ise benim tasarladıklarım. Fotoğraflarını görünce hatırlayacaksınız zaten. Beğendiğiniz varsa kaçırmayın çünkü hepsi tek ve çok uygun fiyatlarla gg' de listelendi.
(Bu aralar sipariş pek alamadım, uygun modeller için birkaç kişiyi kırmadım yaptım ama genelde isteklere çok yanıt verebildiğim söylenemez. Kusura bakmayın. )
(Bu aralar sipariş pek alamadım, uygun modeller için birkaç kişiyi kırmadım yaptım ama genelde isteklere çok yanıt verebildiğim söylenemez. Kusura bakmayın. )
Desenli Yarasa Kol Tunik
İki hafta önce terzimde arkadaşımın elbiselerini yaptırırken boş olan makineye geçip kendime de bir tunik diktim. Desenli bir koton kumaş aldım (1 metre yeterli) bunu kalıpsız olarak kendimi ölçerek biçtim. Yarasa kol yaptım ama biraz değişik olsun diye uçlarını hafif yuvarlattım. Ön ve arkayı aynı biçip sadece ön kısmın yakasını biraz daha açtım. Yine yaka açıklığı için kalan kumaştan pervaz kullandım.
Omuzları birleştirip yakayı pervazla çevirdim. Yanları diktim, düzüne çevirip koltuk altından yukarı doğru yaklaşık 10 cmlik dikiş attım ki kol atları fazla açık kalmasın. Son olarak da göğüs altına lastik geçtim. Genelde masuraya sarılan makine lastiği kullanıyordum ama bu sefer bir parmak kalınlığındaki lastiği kumaşın tersinden gerdirerek diktim, böylece kumaş büzülmüş oldu.
Uçlarını katlamak istemedim, bir de başka makineyi de kullanmış olmak için bebe overloğuyla bitirdim. Bebe overloğu genelde şifon gibi ince kumaşlarda kullanılıyor normal overloktan çok daha ince ve sık bir görüntü veriyor.
Eğer bu şekilde lastiği dikerek büzmek isterseniz dört tane işaret almanız yeterli oluyor. İki yan ve iki ortayı hem kumaşta hem de lastikte işaretleyin. [Yani lastiğin uzunluğunu dörde bölün] Kumaş ve lastik işaretlerini çakıştıracak şekilde lastiği gererek dikin, böylece eşit büzme elde edersiniz.
Bu da 25. haftada ben :
Pantolon - LcWaikiki hamile koleksiyonu / ayakkabılar - eski (Bakırköy' de bir mağazadan olmalı) / kolye-six
Pazartesi, Eylül 27, 2010
İki Odayı Bir Odaya Sığdırmak
Sonunda yeni haftaya başlıyoruz. Geçtiğimiz hafta (hafta sonu da dahil) hep bir "yapılması gereken" ile geçtiği için oldukça yorucuydu. Eşimin izinli olmasını fırsat bilip her güne bir şey ayırdık. Sonuç olarak oldukça fazla şeyi yoluna koyduk; alınacak şeyler hakkında en azından bir fikrimiz oldu, modelleri belirledik.
Benim için daha önce de yazdığım gibi en önemli ve ilk yapılması gereken hobi odamın boşaltılıp gereksizlerin atılıp diğerlerinin misafir odasına entegre edilmesiydi.
Hobi Odası ilk hali (masa ve raf)
İlk olarak ben günlerce ayıklama yaptım. Birçok malzememi, çizimlerimi ve lazım olacak diğer şeyleri saklayıp kullanmayacağımı düşündüğüm her şeyi attım. Sonra -benim boya solumam iyi olmayacağı için- eşim hobi odasındaki siyah (Ikea' dan almıştık) rafı beyaza boyadı. Raf çok koyu olduğu için ve evin için çok iyi bir zımparalama yapamayacağımız için öncelikle bir akrilik astar kullandık. Üzerine de üç kat beyaz su bazlı boya geçtik. En son da mat akrilik vernikle tamamladık. Bu rafı misafir odasındaki mevcut koltuğun üzerine taktık.
Hobi odamdaki masa çok büyük olduğu ve koyu renk olduğu için onu da kullanmak istemedim. O yüzden gidip 180 cm lik bir beyaz tezgah kestirdik. (Bauhaus veya Praktiker gibi yapı marketlerde mutfak tezgahı diye kestirebiliyorsunuz) Bu tezgaha eski masanın dört ayağını monte ettik ve böylece bilgisayar ve dikiş için masamız hazır oldu.
Eski resimlerin gözükmemesiyle ilgili mail ve yorumlar gelmiş, sunucum güncellendiği için eski resimler şimdilik gözükmüyorlar. Güncelleme bittiği zaman eski haline dönecek, haber vereyim dedim :)
Cuma, Eylül 24, 2010
Her şey Pembe
İnsanın kendi bebeği için alışveriş yaparken kendini kaybetmesi çok olası bir şey. Şimdilik kendimi tutup (önceki yazıma gelen yorumları da okuyarak) sadece lazım olan şeyleri almaya çalışıyorum ama arada tabii bayıldığım ve kendimi tutamadığım şeyler de oluyor. Özellikle kabarık tül eteklere zaafım var, her bedende (0-3 ay, 3-6 ay gibi) alacağım neredeyse. Bir de bebek ayakkabılarına.
Bunlar pembeleri. Dawgs botu, balerin patiği ve biraz büyük çiçekli pembe ayakkabısı. Genelde kız anneleri pembelerden çok sıkılıyor devamlı pembe görmekten. Bakalım bende de o duygu olacak mı ileride...
(Dünkü turumuz e-bebek mağazasınaydı. Çok bir şey almadık ama bütün ürünler aynı mağazanın içinde olduğu için fikir edinmek için gitmemiz iyi oldu. Bebek arabalarını test ettik, daha kesin karar vermedik ama en azından cahilliğimizi biraz attık :))
Perşembe, Eylül 23, 2010
Elbise ve Yağmur Çizmesi
Havalar artık iyice serinledi, sonbaharlıklara geçmenin zamanı geldi. Beni tabii sıcak bastığı için çok giyinemiyorum hala ama en azından bu kıyafette diz altı çorap var :)
Elbiseyi geçenlerde Peros' ta bulmuştum. Lacivert penye kumaş üzerine Hello Kitty baskısı var. Boyu biraz uzun dursun ve de karnımı çok sarmasın diye bulabildiğim en büyük bedenini aldım. (sanırım 48 bedendi :)) Yani modeli normalde dar. Zaten kolların bolluğundan anlaşılıyor büyüklüğü. Aslında kol altından iki-üç parmak içeri girsem daha iyi olacaktı ama açıkçası üşendim. Altına gri kolsuz penye iç elbise giydim, boyu biraz da olsa uzadı bu şekilde.
Hello Kitty Baskılı Elbise - Peros / Gri iç elbise - ? / Yağmur çizmesi - Woz
Her ne kadar hava bana soğuk gelmese de dışarı çıkarken üzerime bir şeyler aldım. Bir jean ceket bir de boynuma yünlü pembe eşarp..
Çarşamba, Eylül 22, 2010
Tam Buğday Ekmeği ve Hazırlıklar
Bu aralar yazılarım azaldı; yorumlara ve maillere de hemen dönemiyorum, farkındayım. Sonunda hazırlıklara başladık çünkü. Bu hafta eşimin de izinli olmasını fırsat bilerek ev içindeki işlerin bir kısmını hallettik. Dışarıdaki işleri de yapmaya çalışıyoruz. Ne çok yapılacak şey varmış ve ben bebek konusunda gerçekten hiçbir şey bilmiyormuşum. Bol bol bebekli arkadaşlarımla görüşüp alınacaklar konusunda fikir alıyorum. Aynı şekilde büyüklerle de konuşuyorum.
Bebek mobilyalarının öyle kolay teslim edilmediğini öğrendim. Ben sade bir oda istediğim için sanırım hazırlardan seçeceğim ama hazır mobilyalar bile -üretim+havalandırma süresiyle- iki buçuk ayda ancak teslim ediliyor. Bizim de normal şartlarda üç buçuk ayımızın kaldığı düşünülürse bu ara siparişi vermemiz gerekiyor artık.
Bu hafta ayrıca bir Eminönü turu yapıp şeker ve süslemelere bakmayı, ayrıca bebek arabalarını yakından test etmeyi düşünüyorum. Bir de hala eski hobi odamın boşaltılması devam ediyor, büyük kısmını taşıdık ıvır zıvırlar kaldı."şu ürün hiç kullanılmıyor çok gereksiz" veya "çok kullanılıyor, mutlaka al" gibi önerilerinize açığım. Artık hazırlıklara başlıyoruz çünkü, çok makbule geçer :))
Hazırlıkları bir kenara bırakacak olursak :
Bu aralar ekmek yapımına takıldım. Geçen günlerde yaptığım ilk ekmekler başarılı olunca buradan da önermek istedim. Markette görünce rastgele aldığım bir üründü Sinangil' in tam buğday unu. Pakette ekmek tarifi var, normal fırında da yapabiliyorsunuz. Yalnız benim gibi küçük ekmekler yapacaksanız dikkat edin paketin üzerinde yazan süreden çok daha kısa sürede pişiyor. Benimkiler on beş dakikada hazırdı. Tadı inanılmaz güzel oluyor, şimdi diğer çeşitlerini de deneyeceğim.
Pazartesi, Eylül 20, 2010
Anvelop Desenli Elbise
Hep aynı modellerden sıkılınca biraz eski Burda dergilerini taradım geçenlerde. Aslında amacım eteği de dahil olmak üzere tümü anvelop olarak kapanan bir maksi elbise dikmekti. Sonra eteğine o kadar kumaşım kalmayacağı için sadece üst kısmının anvelop olmasına karar verdim. Nisan 2007 sayısından bu modeli buldum. Anvelop kısmın göğüs altından gelmesi benim için yeterliydi, eteğini kalıptan kullanmadım.
Desenli penye kumaş kullandım, dökümlü olmasının aklımdaki elbiseye yakışacağını düşündüm. Önce üst kısmı çift kat olarak çalıştım. Böylece pervazla veya kol-yaka ağızlarında geçilecek biyelerle uğraşmadım. Etek kısmında ise arkası biraz daha dar, önü daha geniş olarak iki dikdörtgen kestim. Bunları üst parçalara ekledim. Üst astarın ucuna da ince bir siyah penyeyi kısa etek astarı olarak ekleyince elbise tamamlanmış oldu.
Sadece etek ucuna terzimde reçme yaptırdım, geri kalan bütün dikiş bana ait. (Penyelerde etek ucunu normal makine dikişiyle bitirince pek sağlıklı olmuyor, ya esneme yapıyor ya da dikişler atıyor. O yüzden reçmeyi tercih ediyorum. Reçme bütün tshirtlerin kol ağızlarında ve etek uçlarında kullanılır.)
Çanta-Koton (zımbalarını ben takmıştım) / sandalet - Peacocks (rahmetli)
Pazar, Eylül 19, 2010
23.hafta biterken
Bugün 23. haftamızı bitiriyoruz, yarın 24. haftaya gireceğiz. Geriye kalıyor (normal şartlarda) 16 hafta. Son kontrolümüz perşembe günüydü. Artık kızımızın ağzı burnu iyice netleşmiş, hafif bir gülücük attı bize ultrasonda. Bir de inanılmaz hareketli -karnımda zaten hissediyorum ama- ultrasonda izlerken doktor dahil hepimizi gülme tuttu. Taklalarına alışıktık ama ayağını kafasına koymasına ilk defa şahit olduk. Yarım kiloyu geçmiş kızım. Ben gayet iyiyim (dilimi ısırayım) bir akşamlık bel ağrısı dışında şikayetim yok çok şükür. Şu ana kadar aldığım kilo beş buçuk kiloyu biraz geçmiş durumda, son ayda iki kilo almışım. Doktor üst sınırda olduğumu söyledi maalesef.
Bu da 23. haftada ben :
Bu kıyafette sadece tshirtün kırmızı fiyonk eklemesini ben yapmıştım, onun dışındakiler hazır. Yazmadığım zamanlarda bol bol dikiş diktim, yeni kıyafetler bundan sonraki yazılarda olacak.
Perşembe, Eylül 16, 2010
Hamile Pantolonu Basit Çözüm
Geçen gün bir okuyucum bana bu ürünün linkini göndermiş. Pantolonlarıma dokunmak istemediğim için takıp çıkartılan bir ürün bana çok mantıklı geldi. İnceledikten sonra çok kolay dikilebileceğini düşündüm ve lacivert penye kumaştan bir tane kendime yaptım.
Genel olarak iki parçadan oluşuyor. Bir parça kapanmayan üst düğmeyi ve iliği birbirine bağlayan yatay dikdörtgen ve bu parçanın altına dikilmiş olan bir tarafı eğimli parça. Hala içine girebildiğim bir pantolonu giyip kapanmayan yerleri ölçtüm ve ona göre kestim. (yine de çok büyük oldu, metal düğmeyi ileride ikinci düğmenin yerine alarak kullanabilirim belki) Sonuç böyle bir şey oldu :
Çarşamba, Eylül 15, 2010
İnternet Bilgi Kirliliği ve Hamilelik Kitapları
Hamile olduğumu öğrendiğimden bu yana okuyacak bir şeyler aradım. Öncelikle tabii ki internetten okumak gafletinde bulundum. Kendimde her şeyden şüphelendim önce "ya mol gebelikse" sonraki haftalarda ya "kalp atışını duyamazsak"..Sonra bir düşük tehlikesi geçirdim (8.haftamda), hemen doktora gittim endişelenecek bir şey olmadığını her şeyin yerli yerinde durduğunu söyledi. Önlem olarak üç hafta iğne oldum. Ama doktorun dediğini unutup yine internetten abuk subuk şeyler okuyup boşuna moralimi bozdum. Aynı şekilde testler için de.
Maalesef biraz geç öğrendim, internetten sağlık konularını araştırmak hiç iyi değil çünkü herkesin vücudu farklı, herkesin yaşadığı farklı. Zaten doktorlar bir sorun olduğu zaman pat diye yüzünüze söylüyor, saklamaya hakları yok. Benim önerim sağlık için hiçbir forumu veya sitelerdeki yorumları okumayın.
Günlerce moralinizin bozulmasıyla kalıyorsunuz. Bir sorunuz varsa doktorunuza sorun, sizi ve durumunuzu en iyi analiz edebilecek kişi o çünkü. Dediğim gibi ben de bunu çok üzüldükten sonra öğrendim.
Şu an internetten sadece bir iki siteye bakıyorum, onlar da haftalık gelişim için. Biri http://gebelik.org/ diğeri de bunun orijinali gibi bir şey zaten (genelde çok esprili yazıyorlar, o yüzden de seviyorum) http://3dpregnancy.parentsconnect.com/ . Mesela şu an (23.haftada) bebek Harry Potter kitabı boyutunda ve ağırlığında :))
Kitaplar için ise açıkçası çok araştırma yapmadım, biraz tıbbi bir şey istiyordum. Geçen ay D&R da gezinirken bu kitabı gördüm. Prof. Dr. Mehmet Öz' ün SİZ serisinden "Bebeğinizi Beklerken" isimli kitabı. Benim hoşuma giden kısmı sadece hamilelik değil bebek bakımını da içermesi. Hamilelikte vücuttaki değişiklikler, beslenme, egzersiz, doğum, bebek gelişimi gibi birçok konuyu kapsıyor. Tıbbi konulara meraklı olduğum için çizimleri çok hoşuma gitti ama çok hassassanız bazı çizimleri kaldıramayabilirsiniz.
Solda egzersizler, sağda sezaryen
Bir çırpıda okunacak bir kitap değil aksine dönüp dönüp okunacak bir kitap bu. Kitaptaki egzersizleri uyguluyorum mesela; genel olarak denge sağlamaya yardımcı oluyor, kol ve omuzları çalıştırıyor. Biraz da bacak hareketleri var. (Doktoruma danıştım egzersiz konusunda) Bunun dışında kas yırtılmalarının nasıl olduğu, karşılaşılabilecek bütün rahatsızlıklar ve ağrılar da anlatılıyor. Kitabın tek kötü tarafı bence tamamen Amerika' daki yaşantıya göre yazılmış olması. Hastane bölümlerinde bu daha iyi anlaşılıyor. Onun dışında oldukça bilgilendirici bir kitap, üstelik anlatılanlar bebek bakımı da dahil olduğu için uzun bir zaman dilimini kapsıyor.
Üç Elbise
Bu aralar dikişle çok uğraşıyorum, giyebildiğim kıyafet sayısı azaldıkça dikmekte çözümü buluyorum. Ama normal parçaları (pantolonları falan) hamile kıyafetine dönüştürme fikrine çok sıcak bakmıyorum, sonrasında o parçaları giyebilmek istiyorum çünkü. Yazdığım gibi LcWaikiki' nin hamile koleksiyonundan bir beyaz bir de jean pantolon aldım, bir de jean etek onlar beni kurtarıyor zaten. Üstleri ve elbiseleri kendim dikiyorum.
Elimde yine birkaç parça iş var onları bitirince yayınlarım, fotoğraftakiler bir arkadaşıma yaptığım elbiseler. Kumaşlarını çok önce kendisi getirmişti bana, beğendiği modellere de baktık. Sonunda böyle üç tane elbise çıktı ortaya. Hepsi rahat, sonbaharda işe giderken de çorap ve hırkayla da giyebileceği modeller olmasını istedik. Bunların kesimini ve modelini ben hazırladım, dikişlerini terzim halletti.
Pazartesi, Eylül 13, 2010
Gri Beyaz
Önceki yazımda yapımını anlattığım tuniği bayramın ilk günü giydim. Oldukça rahat bir parça oldu, kışın da hırkalarla kullanılabilir diye düşünüyorum. Beyaz jean de LcWaikiki' nin hamile koleksiyonundan. Bedenleri oldukça büyük, hala 36 bedenini giyiyorum.
Gri tshirt-süslemesi bana ait / beyaz jean - LcWaikiki Hamile koleksiyonu / gri bot-Zara (eski)
Gri Kahve Oje
Türk oje markalarında maalesef her aradığınız oje rengini bulmak mümkün değil. Özellikle pastel tonlarda sıkıntı var. Gri ve bej tonlarını tırnaklarında sevenlere Golden Rose' a bakmalarını öneririm. Benim tırnaklarımdaki 112 numarası, 110 numara olarak daha açığı da var.
(Sanki normalde biraz daha griye kaçıyor bu renk, fotoğrafta fazla kahve çıkmış.)
Çarşamba, Eylül 08, 2010
Mutlu Bayramlar
Herkese şeker gibi bir bayram diliyorum.
Yorulanlara dinlence, sıkılanlara eğlence, bekleyenlere misafirler dolup taşsın.
Bütün evlere huzur, sağlık ve mutluluk yağsın.
Bayramdan sonra görüşmek üzere.
(Bu seferki postu tembellik yapıp geçen seneki bayram tebriğimden kopyaladım.
Ne yapayım, sevmiştim bu kısa yazıyı)
Salı, Eylül 07, 2010
Garnier Kapatıcı Roll-on ve MAC ler (swatch)
Geçen yazıma yorum bırakan şıkella bahsettiğim ürünler hakkında sorular sormuştu, o yüzden o yazının devamı olarak bunu yazıyorum.
MAC moisture blend NC30 u ve Garnier kapatıcı roll-on unun swatch unu görebilirsiniz. MAC' in bu fondöteni bildiğim kadarıyla artık üretilmeyecekmiş yani tek alınabilecek yer strawberry olacak.
Burada da ürünleri yedirdim ve bir de sol tarafa Ladyblush' ı ekledim. Bileğimin içi biraz daha açık renk kaldığı için moisture blend belli oluyor ama kapatıcı roll-on oldukça kaybolmuş.
(swatch yapmada hiç iyi değilim, inşallah anlaşılır olmuştur.)
Garnier kapatıcı roll-on benim yabancı bloglarda çok önce gördüğüm bir ürün ama Türkiye' ye gelmesi baya zaman aldı. Yeşil ambalajlı kafenli göz kreminin kapatıcıyla birleşmiş hali diyebilirim. (Türkçe olarak bilgiyi yalnızca burada bulabildim.) Kafein ve limon esansı içerdiği için sürerken hafif bir serinlik veriyor. Oldukça sıvı bir ürün olduğu için benim gibi kuru ciltler rahatça kullanabilir, rahat yayılıyor. Ama dediğim gibi mükemmel kapatıcılık beklememek lazım, hafif bir ürün. Bu arada açık ve orta-koyu olmak üzere iki tonu var, ben açık olanını almıştım.
MAC moisture blend NC30 u ve Garnier kapatıcı roll-on unun swatch unu görebilirsiniz. MAC' in bu fondöteni bildiğim kadarıyla artık üretilmeyecekmiş yani tek alınabilecek yer strawberry olacak.
Burada da ürünleri yedirdim ve bir de sol tarafa Ladyblush' ı ekledim. Bileğimin içi biraz daha açık renk kaldığı için moisture blend belli oluyor ama kapatıcı roll-on oldukça kaybolmuş.
(swatch yapmada hiç iyi değilim, inşallah anlaşılır olmuştur.)
Anthropologie Tshirt Yapımı
Anthropologie' yi çoğunuz biliyordur. Normalin üstü fiyatları var ama yapılabilecek güzel modelleri olduğu için benim devamlı baktığım bir site. Özellikle örme kumaşlardan (penye, triko gibi) tasarımları çok hoş.
Dün yine böyle incelerken bir bluzu çok sevdim ve gri bir tshirte benzerini uyguladım. Penye ve jarse kumaşlar kullandım. Gri tonları ve beyaz yeterli oldu ama isterseniz bir tane aykırı renk de kullanabilirsiniz.
Bu tshirtte sadece iki süsleme motifi var: biri yaprak, diğeri de çiçek gibi duracak olan daire. Kumaşlardan çeşitli boylarda şekiller kestim. Modelde hep çift kat çalışılmış ama bazı yapraklar kenarlarından dikilip çevrilmişti. Ben çok uğraşmamak için (nasılsa penye de atmayacağı için) hepsini çift kat olarak diktim. Üst katlar kıvrılınca daha hoş bir görüntü veriyor. Bir de böyle süslemelerin biraz salaş olmasını daha çok seviyorum. Yoksa fazla düzgün oluyor bu da sanki tshirtün havasını bozuyor.
Eğer bunun benzerini siz de yapmak isterseniz dikkat edeceğiniz nokta önce yaprakları dikmek sonrasında onları kapatacak şekilde daireleri eklemek. (Ben karışık yaptığım için biraz zorlandım, en mantıklısı o şekilde olacak.) En son işlem olarak dairelerin ortalarına serbest dikişle spiraller yaptım. Daha kabarık durdular böylece.
Bebek Battaniyesi ve Değişik Önlükler
Mine' nin marifetleri daha önceden yazıştığım ama blogunu çok yeni tanıdığım bir arkadaşım. Tam da bebek hazırlıklarına artık başlayayım derken ilk sayfasındaki battaniye dikkatimi çekti. Polar kumaştan dikip kalp şeklinde yorganlamayı elde yapmış. Bunun dışında bebekler için değişik önlükler, örgü patikler, yetişkinler için önlükler de var.
Üstelik sizin için hayalinizdekileri de yapabiliyor, pasajına da bakabilirsiniz.
Pazartesi, Eylül 06, 2010
En Çok Kullandığım Makyaj ve Kozmetik Ürünleri
Daha önce yazdığım gibi hala rosacea ile uğraştığım için her ürünü kullanamıyorum. Makyaj yapmayı da oldukça azalttım, sadece gerekli zamanlarda yapıyorum. Pudranın hiç iyi gelmediğini keşfettim. Geçenlerde yine yüzüm fena durumdaydı, ondan beri daha dikkatliyim, şu an kabarıklıklar ve kızarıklık iyice geçmeye başladı.
Bunlar bu ara en çok kullandıklarım :
1. MAC LadyBlush krem allık : Bunun rengini çok seviyorum. Aslında kış aylarına daha çok yakışıyor ama her mevsim sağlıklı bir görüntü veriyor.
2. MAC 187 fırça : Bu aslında fondöten fırçası ama krem allık uygulamakta çok daha başarılı buluyorum.
3. MAC Moisture blend fondöten : Krem halinde fondöten, kuru ciltler için çok uygun. Yaklaşık iki senedir değiştirerek bunu kullanıyorum. Parlak bir bitiş sağlıyor, krem olduğu için kapatıcılığını ayarlayabiliyorsunuz. Şu an NC30 rengi oluyor bana ama kışın NC25 hatta NC20 bile kullanmışlığım var.
4. Elf Powder Brush : Aslında pudra fıçası ama bu fondötenle kullanımı çok rahat.
5. Carmina kaş kalemi : Bu ara en kolayıma kalem formu geliyor.
6. Garnier Roll-on kapatıcı : Bunu yeni aldım, fiyatı 15 lira gibi bir şeydi. Hem göz kremi hem de kapatıcı. Benim morluğum olmadığı için bana iyi geldi ama yoğun göz altı morluğu yaşayanlar için yeterli olduğunu zannetmiyorum.
7. Flormar Spider Lash rimel : Günlük olarak kullanılabilecek güzel bir rimel, ben beğendim.
8. Flormar Supershine lip gloss no:103 : Doğal bir renk veriyor, normalde glossslardan çok hoşlanmam ama bunu renginden dolayı seviyorum.
9. Bioderma Sensibio H2O : Cilt doktorumun tavsiye ettiği temizleyici, pamuğa döküp kullanılıyor. Su gibi bir şey ama makyajı çok iyi temizliyor.
10. Bioderma Sensibio AR : Bu da cilt doktorumun önerdiği bir ürün. Kızarıklığı azaltıyor ve yatıştırıyor. Ayrıca makyaj için çok iyi bir baz oluşturuyor.
Yeni Oda Düzenlemeleri (çok küçük bir kısmı)
Bahsetmiştim, çalışma odamı kızımıza oda haline dönüştüreceğiz diye. Ben ağırlaşmadan öncelikli olarak yapmam gereken işler var. Bunlar bir odanın (ağzına kadar dolu) diğer odaya adapte edilmesini kapsıyor.
Haftasonu gelen rafları monte ettikten sonra da odanın bir kısmını taşımayı başardım.
ATMA :
Öncelikle atmam gereken şeyler olduğunu bildiğim için çöplerle işe başladım. Bütün yarım kalmış kumaşlar, başlayıp dikişini bitirmediğim kıyafetler, kurumuş boyalar çöpü boyladı. Aynı şekilde kullanmayacak olmama rağmen aldığım garip kumaşları (tabii ki değersiz olanları) ve aksesuarları da attım.
O kadar çok büyük çöp torbası attım ki, her gün kattaki çöp kutusunu ben dolduruyordum, artık bir sabah bir de akşam atıyorum ki insanlara da yer kalsın.
SIKIŞTIRMA :
Bu biraz bilgisayar temizliğine benziyor :) Şu vakumlu hurçlardan çok geç haberim oldu benim. Onlarla misafir için evlenmeden önce aldığım battaniye ve yorganları (sanki ordu yatıracağım evde, dünya kadar almışım!) bir güzel vakumlayıp yatak bazasının altına ve üst dolaplara kaldırdım.
Aynı şekilde bir süre kullanmayacağım ama ileride lazım olacağını dşündüğüm kumaşlarımı da bu torbalara koyup vakumladım ve bazanın altına kaldırdım.
AYIRMA/VERME :
Ayakkabılarımızı tek bir dolaba sığdırmayı başardım, tabii ki eleyerek. Çok yıpranmış olan birkaç tanesini attım, diğerlerinin hepsini toparladım. Bunları vereceğim. Aynı şekilde montlar ve kabanları da topladım.
Sonuç olarak üst dolaplarda yer açmış oldum ve yeni gelen raflara da yerleşebildim. (Bu oda için evlenirken yaptırdığım iki dolabın arasında altı çekmeceli, üstü açık bir alan bırakmıştım. O zaman ihtiyacımız olmadığı için bu şekilde olması beni rahatsız etmemişti. Önceden zaten "ileride bebek olursa" diye bu şekilde planladığım için şimdi ihtiyaç olan rafları yapmak çok daha rahat oldu.)
Rafların ikisine kitaplarımı, klasörlerimi, dergilerimi yerleştirdim. Eski halinde oldukça sıkışık gözüküyorlardı, şimdi tam kütüphane havasına büründü. (O tombul bebek benim evet :) Diğer rafa ise boyalarımı koydum.
Boşalan üst dolaplara ise kumaşlarımı düzgünce yerleştirdim. (Bunlardan iki tane daha var) Böylece artık (inşallah) oradan buradan sarkan kumaşların kötü görüntüsüyle uğraşmayacağım.
Bütün bu iş aslında odanın tek duvarı için geçerli. Çalışma odamdaki üst rafı da beyaza boyayıp (sanırım benim boyamam sakıncalı) diğer duvara takacağım, bir de cam kenarına daha küçük bir masa gelecek oraya da bilgisayar ve dikiş makinesini koyacağım. Yani daha çok iş var.
İyi ki bu işleri hızlandırmamı söyleyen yakınlarımı dinlemişim. İki gündür bu işlerle uğraşıyorum, inanılmaz yoruyor ama sonucuna değecek.
Cuma, Eylül 03, 2010
Hamile Bandı/Kemeri
Bu banttan daha önce bahsetmiştim. Benim uzun süre bihaber olduğum, sonrasında diğer hamile blogger arkadaşlardan öğrendiğim bir ürün bu. Hazır olarak da satılıyor ama çok basit olduğu için ben kendim yaptırdım. Şansıma geçenlerde kumaşçıda çift kat (tüp) şeklinde örülmüş penye kumaşlar gördüm. Yani iki yanı da kapalıydı. Bunlardan birkaç metre alıp istediğim boyda kestim. Üst ve altına reçme yaptırdım.
(reçme : önden çift iğne arkadan overlok görünümünde olan genelde penye dikişinde kullanılan bir dikiş. Özel makinesi var.)
Benim giydiğim tshirtlerin çoğu uzundur ama kısa tshirtleri de hamilelik boyunca giyebilmek için, bir de birkaç düğmesi kapanabilen pantolonları yerinde tutabilmek için kullanılıyorlar. Bu pantolon bana hamilelikten önce birazcık bol gelen bir pantolondu o yüzden hala alttan birkaç düğmesi kapanabiliyor. Üzerine de bu bantları indirdiğim zaman pantolonun düşme derdi olmuyor.
Bunlar kendime ayırdığım renkler, aynılarından ve farkı renklerinden de yaptırdım. Onlar da bu fikri öğrenmemi sağlayan blogger arkadaşlarıma gidecek bugün.
[21. hafta diye not düşmek istiyorum. Hafta hafta fotoğraf çekmeyi hep unutuyorum en azından bu sayede görebilirim kendimi]
Perşembe, Eylül 02, 2010
Parmak Arası Terlik Süsleme Video
Uzunca bir süre önce (neredeyse iki buçuk ay oluyor) Enhar' la yaptığımız çekimi sonunda yönetmenimiz hazırlayabilmiş :)) Geç olsun, güç olmasın diyerek parmak arası terlik süsleme videosunu ekliyorum.
(not : Bu terlikleri hem Bodrum' da hem de Assos' ta tepe tepe giydim. Artık seneye yeni bir tane yaparım.)
İyi seyirler :))
Elbise - Kendi Tasarımım
Saat - Levi' s
Dantelli Yüzük - Noni
Sonbahar Ojeleri
Bir süredir ojelere takınca (sevgili oje seven bloggerlar sağolsun) gözüm her yerde tırnak fotoğraflarına takılıyor. Bunlar sonbahar ojeleriymiş, ben birkaç renk daha eklerdim aslında bu listeye. Mesela; griler, bejler, lilalar, koyu yeşiller olabilir.
koyu kırmızı - Whitney Port / bebek mavi-Lauren Conrad / siyah - Christina Applegate
bordo kahve - Kim Kardashian / altın - Jessica Alba / gri eflatun - Drew Barrymore
fotoğraf kaynak / image source - People
Bu Aralar
Bu aralar elektroniklerle aram iyi değil. Telefonumun şarjı boşalıyor bir anda, bilgisayarım çok yavaş ve buna benzer haylazlıklar yapıyorlar bana. Bilgisayarımdaki sorundan dolayı photoshopla bile çalışamıyorum.
Neyse, bir arkadaşıma geçen seneden beri birkaç elbise sözüm vardı. (çok ayıp!) Kumaşlarını beraber almıştık ama bir türlü model belirleyememiştik. Arkadaşım geçen gün beni "hadi" diye dürtünce hazır hamilelik yorgunluğundan artık sıyrılmışken onun işlerine başladım. Önce bütün modelleri belirleyip kalıplarını hazırladım. Kesimlerini yapıp diktiriyorum. Dün terzide bir modeli bitirdik, akşama da arkadaşımın provasını yaptım, tahmin ettiğim gibi büyük olduğu için biraz tadilatı olacak. Bütün modelleri bitirince fotoğraflayacağım.
Bu ara bize her gelen elinde hediyelerle giriyor. Hepsi kızımıza, o kadar şirinler ki minicik badiler, kıyafetler, çoraplar.(yorumlarda soruluyor, henüz ismi kesinleştirmedik hala düşünmekteyiz.)
Ama dün bir tane hediye de bana geldi, bir ara çok moda olan çöp adam figüründen kız ve nazar boncuklu kolye. Hamileler için çok hoş bir hediye bence, beklediği bebeği sembolik olarak boynunda taşıyor. Arkadaşımın fikrini de hediyesini de çok sevdim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)