Geçenlerde Cindrella'nın blogunda yazdığı bu yazıyı okuyunca ve dün akşam da Aşk-ı Memnu' nun final bölümünü tekrar izleyince çekmeceden büyük gözlüklerimi çıkarmanın vakti gelmiştir dedim. Benim ki H&M, hediye gelmişti bir süre önce. ( Bu arada ben H&M' i ilk bundan yedi sene kadar önce kızkıza yaptığımız Viyana seyahatimde keşfettiğim için Almanca okuyorum (ha und em) ama çoğunluğun İngilizce (eyç en em) okuduğunu bildiğim için kendimi garip hissediyorum)
Bugünkü kombin sadece rahat, başka bir özelliği yok. Son anda bir kemer ekledim, daha iyi oldu.
Kum rengi Tshirt - Cuma Pazarı (2 TL! )
Beyaz pantolon - Mango ( eski )
Siyah parmak arası terlik - İnci (eski)
Siyah kemer - Peacocks (eski)
Bir de dün Twitter'a yazmıştım; bilmiyorum dikkatinizi çekti mi, artık sarı röflelerim yok. Sadece röfle olan kısımları Koleston' un Cappucino rengine boyattım. Şimdilik baya koyu, yıkadıkça çok açılacakmış kuaför öyle dedi. Bu arada kuaförüm benden cesaretli çıktı, "bundan da sıkılırsan yine platin röfle yaparız " dedi. Ne diyeceğimi bilemedim, "o zaman saçım kalmaz" dedim, "kalır hala iyi durumu" dedi. Yine de kendisine çok inanmadım.
Bu arada saç maceramı beni uzun zamandır okuyanlar daha iyi biliyordur, geçen sene sarı saçın makyajını beceremiyorum diyerek koyu tonlara geçiş yapmıştım, bu yazımda var. Bu seneki bahanem de aynı aslında. Kırmızı ruj sürmek istiyorum ama sarı saçla birleşince pek hoş gözükmüyorlar. Veya hem seyrek olan kaşlarımı doldurup hem de gözlerimi simsiyah boyamak istiyorum o da sarı saçla uyum sağlamıyor.
Neyse şimdiki halim bu, nasıl olmuş? (babaanne fönünü saymazsak tabi, hiç sevmiyorum fönlü saçı yaa)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız için teşekkür ederim.
Blogumda durmasını istemediğim eleştiriyi aşan yorumları onaylamıyorum.
lacheenorg@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.