Cuma, Eylül 26, 2008

erken bayram tebriği


Yarı iyileşmiş yarı iyileşmemiş olarak bayramı geçireceğim bu gidişle.

Yarın sabahtan şehir dışına çıkıyoruz. Herkese şimdiden iyi bayramlar…

Dönünce görüşmek üzere…

Perşembe, Eylül 25, 2008


Biz daha sonbahara yeni yeni girerken modacılar çoktan “pre-fall” (sonbahar öncesi-erken sonbahar) adını verdikleri koleksiyonlarını görücüye çıkarmışlardı. Hatta baya da zaman geçti.
Sonbahar-kış sezonunun olmazsa olmazıdır gri ve siyah. Özlenir de yaz boyunca. Ama sezon başında birkaç mağaza dolaştıktan sonra her yeri gri görmeye başlayabilirsiniz. Aslında koleksiyonlarda parlak renkler de var, işte birkaçı :
1. Matthew Williamson
2. Chloé
3. Oscar de La Renta
4. Chanel
5. Balenciaga
Bir de hepinizin bildiği, bu ara takıldığım konu :kollar

1. Zac Posen
2. Chanel
3. Lanvin
4. Valentino

5. Proenza Schouler
KAYNAK


Pazar, Eylül 21, 2008

Bohça Mantı


Birkaç gündür hasta olduğum için bloguma bakamadım hiç. Havanın bir anda serinlemesi bana pek yaramadı. Cuma gününden beri kafamı kaldıramıyorum. Bademciklerim de seneler önce alındığından faranjit oldum. Antibiyotik kullanmamak için direndim ama sonunda bugün başladım, ancak ayağa kalkabildim. Aman arkadaşlar dikkat edin havalara.
Bizim anne tarafının kökleri Kafkaslara dayanır, hatta hala bazı uzak akrabalar Kırım’ da yaşıyorlar. Biz de ailecek bundan on üç sene önce falan Kırım’ a gitmiştik hem gezmeye hem de o akrabalarımızı ziyarete. O ziyaretten aklımda kalan birkaç şeyden biri de Bohça mantı idi. Bohça mantının diğer mantıdan iki farkı var : Birincisi biraz daha büyük oluyor ikincisi ise buharda pişirilmesi gerekiyor.
Uzun zamandır da yapsam diye düşünüyordum. Haftaiçi bol olan vaktimde canım sıkılınca bari dedim şu yemeği bir deneyeyim. Çok da zorlanmadım aslında, biraz zaman aldı o kadar. Tarifini bu siteden buldum.
1. Hamuru açıp biraz büyük karelere böldüm. ( yaklaşık 10×10 cm gibi)
2. Ortasına hazırladığım içi koydum.
3. Bohça şeklinde kapattım.
4. Buharlı pişiricide yarım saat kadar pişirdim. (Bende Tefal’inki var, sebzeleri de güzel pişiriyor.)
Üzerine domates sos yapıp döktüm. Yoğurt da koyabilirsiniz tabi ki.

Perşembe, Eylül 18, 2008

Kırmızılı Ekose Elbise


Ekoseye taktığımı söylemiştim ya, ilk ekose elbisem bitti.
Hem kendime diktim, hem de bizim yeğen Minnoş’ a. Benimkisi önden ve arkadan pensli, yuvarlak yakalı, kollar için şu cowl sleeve’ i yapmaya çalıştım. Minnoş’un ki jile şeklinde önden düğmeli.
Bu Şükufe’nin üzerindeki hali :
Bu da benim :

Salı, Eylül 16, 2008

Magazin programının faydası : Çıtır Tavuk Tarifi


Bu yazının iki konusu var aslında:

Birincisi, bazı arkadaşlar beni bütün gün dikiş makinesinin başından kalkmayan biri olarak görüyorlar sanırım, bazen öyle yorum ve mailler geliyor da. Bakın arkadaşlar evde aç kalmıyoruz biz, dışarıda da çok çok nadir yiyoruz yani yemek yapıyorum ben. Hala iş bulamadığım ve evde olduğum için vaktim de çok tabi. Sadece buraya yazmıyorum. Ayrıca çok da severim yemek yapmayı, sevmediğim dağınıklığını toplamak, tencereleri yıkamak.

İkinci konumuz ise “bir magazin programının tek bir faydası dahi olabilir mi?” Cevap veriyorum: bir tane olmak şartıyla evet :=)  O da, benim gibi yemek tarifi öğrenebilirsiniz mesela. Bu cumartesi veya pazar tam hatırlamıyorum magazinlerinden birinde eski bir şarkıcı ablamızın çıtır tavuk tarifi vardı. Dün uyguladım çok güzeldi ve çok da çabuk yapılıyor. İftara şipşak yemek yapmak isteyenlere duyurulur.

Malzemeler :

- Tavuk (But, kalça, pirzola hangisini isterseniz)

- Krema

- Zeytinyağı

- Soya sosu

- Baharatlar

- Bir kase kadar Corn flakes (ufalanmış daha iyi oluyor)

Tavukları öncelikle bir sosa yatırmamız gerekiyor. Bunun için krema (az kullandım ben), çok az zeytinyağı, soya sosu, tuz-karabiber, kırmızı biber, sarımsak tozu, zerdeçalı ( daha çok baharat ve sos kullanabilirsiniz) karıştırıp içine tavukları yatırdım. (1)Sabahtan yaptığım için akşama kadar buzdolabında beklettim. Bekletince sosu daha iyi çekiyor.



Son olarak soslu tavukları Corn Flakes’ e bulayıp yağlanmış dikdörtgen cam kaba dizdim. (2) Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında üzerleri iyice kızarana kadar pişirdim. Yanında hardallı-maydanozlu patates ve pilavla servis yaptım.

Pazartesi, Eylül 15, 2008

Cowl sleeve-drapeli kol kalıbı


Geçen gün mağazaları dolaşırken İpekyol’un markası olan ve daha genç ve trendy kıyafetleri satan Twist‘e uğradım. Dikiş dikmeye başladıktan sonra mağazalardaki bütün kıyafetlere burun kıvırarak bakan ben, bu sefer Twist’in yeni sezon elbiselerine ağzımın suyu akarak baktım. Maalesef internet sitesini henüz güncellememişler. Tezgahtar kız ben bakınırken başımdan ayrılmadığı için gizli fotoğraf çekme planım da suya düştü.

Fotoğrafları çekebilseydim bir kol modelini çekecektim zaten bir de kullanılan ekose kumaşları. Eve gelince başladım o gördüğüm kol modelini araştırmaya baya uğraştıktan sonra adının “cowl sleeve” olduğunu öğrendim. Yani drapeli gibi bir model. Karpuz koldan çok daha hoş duruyor bence.

(Bulduğum resimlerde hep ince, şifon gibi kumaşları kullanmışlar o yüzden model tam belli olmuyor. Kalın kumaşlarda çok daha hoş gözüküyor.)

Benim gibi bunu arayıp da bulamayanlara vintagesewing adlı siteden bu kolun kalıbının nasıl çıkarılacağıyla ilgili bir grafik buldum. En kısa zamanda deneyeceğim ben de bakalım nasıl olacak.

Grafiğin büyük hali için üzerine tıklayın.



Pazar, Eylül 14, 2008

Mavi elbise Pembe obi kemer


Bir önceki yazımda bahsettiğim kumaşları biçtim, diktim ve dün giydim. Elbisenin kalıbı için pötikareli elbise yazımdaki kalıbı kullandım.

Yalnız o elbisede yaka açıklığı bana göre fazla geldiği için bu sefer biçerken daha kapalı olarak biçtim. Kolları ise biraz daha uzun ve daha az pofuduk :=) yaptım.


Astarı sadece gövde kısmında kullandım böylece kollar daha hoş durdu.

Perşembe, Eylül 11, 2008

İş Üzerinde - obi kemer


Dikmeyi düşündüğüm bir elbise var hem böyle uçuşacak hem de bazı yerleri oldukça katı duracak. Hem bol olacak hem de oturacak…
Yani petrol mavisi buruşuk şifondan karpuz kollu elbise, üzerine pembe *obi kemer.
*obi : Kimononun üzerine takılan geleneksel Japon kuşak veya kuşak katmanları.

Salı, Eylül 09, 2008

Rihanna’nın saç kesimleri


İnternetteki bir problemden dolayı birkaç gündür yoktum…

Bayadır güzellik konusunda yazı yazmıyordum en çok beğendiğim kadınlardan birinin saçını yazmak istedim :Rihanna

Üzerinde çok konuşuldu kimi eski halini, kimi şimdikini beğendi. Bence kısa saçta en önemli şey yüzün orantılı olması. Uzun saçta saklanabilen karakteristik unsurlar kısa saçta öne çıkabiliyor. Özellikle burun saç kesildiği anda yüzde ilk göze çarpan yer haline gelir. Burundan sonra da kesinlikle gözler. Saçın yüze çerçeve oluşturan bölümlerinin uzunluğunu ise çene biçimi belirler. Rihanna’nın bu iki saç kesiminde bu farkı görebilirsiniz.
Rihanna’nın ilk kestirdiği hali : Bobyani küt kesim.
-Kuaföre tarif : Temel olarak küt kesim, ense de küt kesilecek. Önler neredeyse omuz hizasına kadar usturayla katlı olarak şekillenecek.
-Artılar : Bu model spor veya klasik her türlü giyim tarzına uyum sağlar.
-Eksiler : Saçınız çok kıvırcıksa devamlı fönlü dolaşmak zorundasınız. Arka taraflarda hiç kat olmadığı için köpük ve vigoyla istediğiniz sonucu alamazsınız.
-Şekil vermek : Saçınızı şampuanlayıp kremledikten sonra düzleştirici bir serum uygulayın. Fırçayla fön çekin ve daha düz bir sonuç için saç düzleştiricisi(mutlaka kuruyken) kullanın. Sabitlemek için biraz sprey sıkın.
İkinci saç kesimi : Pixie kesimi dedikleri arkası oldukça kısa önü uzun kesim.
-Kuaföre tarif : Önler oldukça uzun ve bir tarafa doğru katlı, ense ve kulak arkası katlı ve kısa. Tüm arka taraf katlı ve kısa. Uçların sivri olması için usturayla kesilecek.
-Artılar : Özellikle geniş alınlılar için uzun perçemler çok uygundur. Bu saç kesimine şekil vermek oldukça kolaydır.
-Eksiler : Bu saç kesiminde özellikle çene ve burun çok öne çıkar. Spor bir kesim olduğu için çok klasik olmanızı gerektiren bir işiniz/sosyal hayatınız varsa uygun olmayabilir.
-Şekil vermek : Saçınızı şampuanlayıp kremleyin. Saçınızı elinizle karıştırarak kurutun. Krem şekillendirici kullanın. (Jöle fazla sabit yapabilir.) Sadece ön kısma fön çekin veya saç düzleştiricisi kullanın.

Cuma, Eylül 05, 2008

ekoseyim, ekosesin, ekose!


Sonbahar sezonu için ekoseye tam anlamıyla takılmış durumdayım. Her renk ve her boyuttaki ekoselere gidiyor gözüm. Ünlü modacıların defilelerinde de var ekose, İskoç tarzı. Hatta Dolce Gabbana baya abartıp kırmızı İskoç elbise, altına lacivertli ekose külotlu çorap üzerine ise yine lacivertli ekose ceket kullanmıştı. O kadar abartasam da kesin bir elbise dikilecek sonbahara.


Bugün de pazardan üç tane topladım :

Yeşilli olan tafta

Burberry çakması :=) desen saten

Kırmızılı olan ise şifon…

unutmadan bu da birkaç gündür yapmaya çalıştığım daha yakası ve kolları tamamlanmamış ekoseli gömleğim.

Hem ekoseli hem fırfırlı…

Yani

hem maskülen hem feminen…

 

Perşembe, Eylül 04, 2008

Suni Deri Portföy Çanta



Hani bu yazımda çatal-bıçak sandığını dikiş kutusuna çevirmiştim ya, bu sefer de diğer çatal-bıçak takımımın Bond tarzı çantasını bozup kendime portföy çanta yaptım. İlk başta içi ahşap olan çantanın üst ve alt kısmındaki suni yılan derilerini kenarlardan maket bıçağıyla keserek çıkardım. Sonra :

1. Suni deriden kullanacağım parçaları kestim. ( Uzunlamasına olan iki parça yan ve alt için, küçük olan ön büyük olan ise arkadan öne dönüp kapağı oluşturan parça)

2. Bu parçaları yerlerine diktim. Öncelikle yan iki parçayı bitiş yerlerinden birbirine diktim. (Alt ortayı oluşturmak için) Sonra elde ettiğim parçayı ilk önce ön parçaya sonra da arkadan öne dönüp kapak olacak parçaya birleştirdim.

3. Astarsız olarak çantanın kaba şekli ortaya çıkmış oldu.

4. Astar için yan parçaları kullanmadım. Sadece ön ve arka olarak iki parça kullandım.
5. Arka parçaya bir iç cep ilave ettim.

6. Kapağın iç tarafı için suni deriden bir parça daha kestim. Bu parçaya astarı ekledim.

7. Kapağın iç tarafını kapağın dış kısmını oluşturan parçaya yüzü yüz gelecek şekilde dikip düzüne çevirdim. (Köşeleri diyagonal şekilde diktiğim için köşeli dönüşler elde ettim.

Bundan sonra kapağın iç tarafına ve ön parçaya mıknatıslı çıtçıt taktım. Ve son olarak astarın ön yüzün üst tarafıyla birleştiği yeri kıvırıp diktim.


 


 


 


 


 































not : Suni deri oldukça kalın olduğu için elimdeki en sağlam iğneyi kullandım. (110/18) Buna rağmen iki adet iğne kırmayla bitirebildim ancak. Dikişi o kadar kolay olmadı yani, bazı yerlerde pedal yerine elimle çevirerek yürüttüm.